19.01.2012

Sundance başlıyor


Açıkçası Cannes ile birlikte en çok gitmek istediğim film festivali Sundance. Cannes'a birkaç gitme fırsatı bulduğum için Sundance artık listenin başına geçti. Bir gün mutlaka diyor ve bu yıl Sundance'de gösterilecek Can'a iyi şanslar dileyerek festivalde öne çıkacağı düşünülen bazı filmleri sıralamak istiyorum.


Spike Lee her zaman Spike Lee'dir. Amerika'daki az sayıda gerçek bağımsızdan biridir ve her filmini çok sevmesem de genel olarak sinemasını ve duruşunu severim. Son filmi Red Hook Summer bu yıl Sundance'de gösterilecek olan yönetmen Katrina sonrası ilk kez New York sokaklarına dönüyor. Hiç görmediği din adamı büyükbabasıyla bir yaz geçirmek için Brooklyn'e gelen Atlantalı zengin bir çocuğun hikayesini anlatan filmde Clarke Peters, Jules Brown, Toni Lysaith gibi isimlerin yanı sıra Spike Lee de oynuyor.


Jarecki ailesinin daha az tanınan üyesi Nicholas son filmiyle Sundance'de ses getirecek gibi görünüyor. gerçi Bret Easton Ellis'in öykü seçkisinden senaryolaştırdığı ( ama çekmediği ) The Informers'ı ben pek beğenmemiştim ama başkasının çektiği bir film için onu yargılamak doğru olmaz. Başrollerini Richard Gere, Susan Sarandon ve Tim Roth gibi ünlü isimlerin paylaştığı Arbitrage finans dünyasında geçen bir gerilim filmi.


James Marsh benim özellikle takip etmeye çalıştığım bir yönetmen. Man on Wire belgeselini çok beğenmiştim. Doğrusu bu kadar iyi bir belgesel film çeken bir yönetmenin The King gibi kurmaca bir filmi de aynı ustalıkla çekmesi beni fena halde mutlu etmişti. Üstüne bir de Red Riding'de çıkardığı işi görünce iyiden iyiye saygı duydum kendisine. Şimdi de IRA draması Shadow Dancer geliyor Marsh'dan. Başrollerde Clive Owen, Gillian Anderson ve Andrea Riseborough gibi oyuncular var.


Black Rock biraz The Descent'i andırıyor sanki. Doğanın insafına kalmış bir grup genç kadının hikayesini anlatıyor film. Üstelik yönetmen de bir kadın: Katie Aselton. Festivalin Geceyarısı bölümünde gösterilecek filmde Kate Bosworth ve Lake Bell gibi tanınmış simalar rol alıyor. Katie Aselton'ın da rol aldığı Black Rock şimdiden Sundance'in merak edilen yapımları arasına girdi.


Stephen Frears'in son filmi Lay The Favorite de bu yıl Sundance'in programındaki iddialı yapımlardan biri. Bruce Willis, catherine Zeta Jones ve Rebecca Hall gibi yıldızların rol aldığı kumar komedisi ödül almaz belki ama rahatlıkla bir dağıtımcı bulacağını söyleyebilirim.


2006'da çektiği Thin adlı belgeselle kariyerine başlayan Lauren Greenfield'in yeni filmi The Queen of Versailles zamanlaması çok yerinde bir belgesel. Versailles Sarayı'ndan esinlenerek kendilerine devasa bir ev inşa eden dolar milyarderi bir çiftin hikayesini anlatan belgesel tam da mortgage krizinin ertesinde son derece ilginç bir filme dönüşüyor.


1993 yılında Memphis'te işlenen ve üç erkek çocuğunun öldüğü bir cinayetin ardından tutuklanarak hapse atılan üç gencin hikayesi bir belgesele dönüştü. West Memphis Three ( Batı Memphis Üçlüsü ) olarak bilinen bu üç gencin belgeselini çeken Amy Berg 2006 yılında da Deliver Us From Evil adlı belgeseliydi büyük ses getirmişti. Üstelik bu sefer Peter Jackson gibi bir destekçi de var yanında. West of Memphis bu yıl ödül alırsa şaşırmamak gerek.


Geçen yıl büyük ses getiren Martha Marcy May Marlene adlı filmin yapımcılarından Antonio Campos bu kez kendi çektiği bir filmle geliyor Sundance'e. Kötü bir bir aşkın ardından kafayı dağıtmak için Paris'e giden ve burada bir fahişeyle ilişki yaşayan genç bir Amerikalının hikayesini anlatan Simon Killer karanlık bir filme benziyor. Başrollerde Martha Marcy..'de de oynayan Brady Corbet ve 35 Shots of Rum'dan hatırlayacağınız Mati Diop var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder