26.09.2013
Kaybedenler kulübü, bir nevi
Yukarıdaki afiş cin fikirli Amy Poehler'in kafasından çıkmış gibi duruyor. Afişteki diğer ev sahibi Jon Hamm o kadar zeki ya da fırlama bir tip değil ne de olsa. Ama davet matrakmış doğrusu. Bu arada köşedeki küçük nottan anlaşılacağı gibi Emmy kazanan biri de bu partiye katılabiliyor ama ancak bağış yaparak.
Günün afişi
Günün afişi Roman Polanski'den:Venus in Fur. Cannes Film Festivali'nde gösterilen Venus In Fur'ün başrollerinde Emmanuelle Seigner ve Mathieu Amalric var. Başka da kimse yok. Masoch'dan tiyatroya David Ives, ondan da sinemaya bizzat Polanski uyarlamış. Salonlara gelecek mi bakalım.
Günün trailer'ı: Don Jon
Oyunculuğunu hep beğenirdim de, şimdilerde adından "Holyywood'un en heyecan verici yeni yönetmenlerinden biri" olarak bahsediliyor Joseph Gordon-Levitt'in. Kendi çapında bir Don Juan'ın kadınlarla olan maceralarını anlatan Don Jon 11 Ekim'de vizyona girecek. Filmde Joseph Gordon-Levitt'e Scarlett Johansson eşlik ediyor.
25.09.2013
David Lynch'in favori sinemacıları
Yukarıdaki kısacık videoda David Lynch favori sinemacılarını ve bazı filmlerini sıralıyor. Kubrick'le başlayıp Hitchcock'la bitirdiği listede Fellini, Wilder, Tati gibi isimler de var. En sonunda "birçok farklı yönetmeni seviyorum" diyerek duraklıyor Lynch ve "bunlar da onlardan bazıları" sözleriyle noktalıyor.
24.09.2013
Yarım kalan 55 film
Looking for Alaska ve The Fault in Our Stars gibi romanların yazarı John Green geçmiş kameranın karşısına ve sinema tarihinde çekimleri bir şekilde yarım kalmış ya da planlanlandığı halde yapımına hiç başlanmamış 55 filmi sıralamış.İçlerinde gerçekten çok ilginç olanları var. Örneğin The Beatles üyelerini oynayacağı The Lords of the Rings ( John Lennon'ı Gollum rolünde düşünsenize ). Bir başka matrak örnek de Sherlock Holmes and the Vengeance of Dracula. Stallone'nin çekmek istediği bu filmde de Robert Downey Jr.'ı izleyecekmişiz ama olmamış. Ama bence, Stanley Kubrick'in Napoleon'u bir yana, çekilmediğine en çok üzüldüğüm filmlerden biri Alejandro Jodorowski'nin üzerinde bir hayli çalıştığı Dune oldu. Bu konuyla ilgili çok da sağlam bir belgesel var, ki bu filmden daha önce de bahsetmiş ve hatta trailer'ını yayınlamıştım. Frank Pavich'in filmini hangi festivalde izleriz bilemiyorum ama birileri getirse çok iyi olur. Bu arada aşağıda Alien antolojisi için Alien'in senaristi Dan O'Bannon ile çekilen bir röportaj var ve O'Bannon röportajda Jodorowski'yle nasıl tanıştığını ve H.R Giger'ın filme nasıl bulaştığını anlatıyor. İzlemekte yarar var.
23.09.2013
Scorsese sunar: Susuz Yaz
Malumunuz, Martin Scorsese dünya sineması adına çok sağlam girişimlerde bulunuyor. Kurucusu olduğu World Cinema Foundation ( Dünya Sineması Vakfı ) adına birçok filmi restore ederek festivallerde izleyiciyle buluşturuan Scorsese şimdi de Criterion ile bir işbirliği içinde. Yukarıda kapağını gördüğünüz ve Aralık ayında piyasaya sürülecek yeni Bluray/DVD setinde Metin Erksan'ın Altın Ayı ödüllü başyapıtı Susuz Yaz da var. 9 disklik setin içinde Metin Erksan ve Fatih Akın ile yapılmış söyleşiler de yer alıyor. Susuz Yaz'a eşlik eden filmleri merak ediyorsanız hemen sıralayayım: Touki Bouki ( Djibril Diop Mambety - 1973 / Senegal ), Redes ( Emilio Gomez Muriel & Fred Zinneman - 1936 / Meksika ), A River Called Titas ( Ritwik Ghatak - 1973 / Bangladeş ), Trances ( Ahmed El Maânouni -1981 / Fas ), The Housemaid ( Kim Ki-young - 1960 / Güney Kore ).
Bu arada, bugün gördüm ki, aynı set Avrupa'da da yayınlanacak. Bu kez Eureka! etiketiyle çıkacak olan Bluray seti 25 Kasım'da piyasada olacak.
Günün trailer'ı: Prisoners
Kanadalı sinemacı Denis Villeneuve sevdiğim yönetmenlerden biri. Özellikle Incendies ve Polytechnique gibi filmlerini herkese tavsiye ederim. Villeneuve bu kez aksiyon/gerilim türüne yaklaşan bir filme atmış gibi görünüyor. Aksiyon kısmını özellikle öne çıkardım zira aksiyona yaslanmayan gerilimler yapmakta da ustadır kanaatimce. Ünlü isimler oynuyor Prisoners'da: Hugh Jackman, Jake Gyllenhaal, Terrence Howard, Viola Davis, Maria Bello, Paul Dano. Son olarak filmin bir Amerikan yapımı olduğunu da ekleyeyim de beklentiniz ona göre şekillensin.
Emmy ödüllerinde sinemacı farkı
Gerçi son yıllarda sinema ile televizyon arasındaki nitelik farkı bir hayli azaldı ama yine de bu yılki Emmy ödüllerinden verilen iki yönetmen ödülünü de daha çok sinema çalışmalarıyla bilinen iki isme verilmesi dikkat çekiciydi. House of Cards dizisinin yapımcılığını da üstlenen David Fincher dün geceki törende Drama dizisi dalında verilen En İyi Yönetmen ödülününü sahibi oldu. Törene gelmediği için sahneye çıkmadı ve kariyerinin ilk Emmy ödülü için nasıl teşekkür edeceği de bir muamma olarak kaldı. Öte yandan Mini dizi ya da TV filmi kategorisinde En İyi Yönetmen seçilen Steven Soderbergh ise bizzat salondaydı ve ödülünü alırken ( ki onun da ilk Emmy ödülüydü ) herkesden önce Michael Douglas ve Matt Damon'a teşekkür etti: "Onların performansları olmasaydı, ortada da bir film olmazdı". Uzun lafın kısası, bu ödüller de gösteriyor ki, televizyon yapımları artık her zamankinden daha fazla sinemacı yönetmenlere yaslanacak. Bu arada Sight & Sound dergisinin son sayısında bu konuya bir hayli değinilmiş ve TV'de iş yapan sinemacı yönetmenlerin en iyileri derlenerek 50 isimlik bir liste oluşturulmuş, onu da incelemekte fayda var.
6.09.2013
Günün trailer'ı: Man of Tai Chi
Uzakdoğu dövüş sanatlarına meraklı olanların heyecanla beklediğini biliyorum Man of Tai Chi'yi. Bekleyişte son dönemece girildiğini söyleyebiliriz herhalde zira film Kasım ayında vizyona çıkacak. Tabii yönetmenliğini Keanu Reeves'in yapmış olması ciddi bir soru işareti ama yine izleyeceğiz.
3.09.2013
Günün trailer'ı: Dallas Buyers Club
C.R.A.Z.Y. ve Café de Flore gibi filmleriyle tanıdığımız Kanadalı sinemacı Jean-Marc Vallé'nin son filmi Dallas Buyers Club ilk gösterimini Toronto Film Festivali'nde yapacak ve Kasım ayında vizyona girecek. Matthew McConaughey'nin gözünü Oscar'a diktiği filmde bir hayli kilo kaybettiği sadece yukarıdaki trailer'dan bile anlaşılıyor. Jared Leto'nun trans rolünde karşımıza çıktığı Dallas Buyers Club'da ayrıca Jennifer Garner ve Steve Zahn gibi isimler de var.
2.09.2013
Klasik sahne: Frost/Nixon
Politikayla medyanın birlikte ele alındığı filmlere karşı özel bir zaafım var. All The President's Men, Goodnight and Good Luck, The Insider, Red Riding: 1974, Under Fire bu kategoriye sokabileceğim, aklıma ilk gelen filmler. Ayrıca Shattered Glass ve Broadcat News gibi doğrudan medyaya, gazeteciliğe dair filmler de ara ara tekrar izlediğim filmlerdendir. Frost/Nixon ise politikayla medyanın kafa kafaya geldiği en net örneklerden biri ve son derece iyi bir film bence. David Frost dün 72 yaşında hayata veda etti. Yukarıdaki sahneyi de bu vesileyle koydum elbette. David Frost'u Michael Sheen'in canlandırdığı filmde Nixon rolünde Frank Langella var. Her iki oyuncu da döktürüyor, ki zaten başka türlü film bir şeye benzemezdi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)