24.02.2010

Alkazar Alkazar


Alkazar Sineması'nın kapanacağını duyduğumda bir anda yıllar öncesine gittim. 1979 - 1986 yılları arasında okuduğum Galatasaray Lisesi, İstanbul'un en hareketli, en eğlenceli, en tekinsiz ve en güzel caddelerinden birinde, İstiklal Caddesi'nin tam orta yerindedir. O yıllarda filmler Pazaratesi günü değişirdi, bugün olduğu gibi Cuma değil. Biz de, Ercan ve ben ekseri, hemen her Pazartesi okulu kırıp o hafta vizyona giren bir filmie, "ilk gün, ilk saat" sloganıyla gitmeyi adet edinmiştik kendimize. Çoğunlukla da Emek Sineması'na giderdik. Bazen de Fitaş veya Dünya'ya. O günlerin en tekinsiz sineması ise Alkazar'dı. Seks filmi oynatan sinemaların en ünlüsüydü ve ne yalan söyleyeyim, hiç gitmedim. Atlas'a ya da Rüya'ya, hatta Elhamra'ya gittim, ama Alkazar'a, hayır. Sonra zaten büyüdük ve seks filmleri de cazibesini yitirdi. Alkazar da gitgide döküntü bir hal aldı. Ama 90'lı yıllarda Beyoğlu'nun yeniden canlanmasıyla ( 90 - 91 yıllarında önce Hayal Kahvesi ve ardından açılan sayısız bar - kafe - lokanta ) sinema salonları da elden geçti. İşte Alkazar o dönemde yükselen bir yıldız gibi yeniden girdi hayatımıza. Bu sefer seks filmleriyle değil üstelik, gösterdiği kaliteli "sanat" filmleriyle. Nihayet Emek Sineması dışında ikinci bir mabet olmuştu sinema tutkunları için. Az film izlemedim Alkazar'da. O zamanlar koca sakalıyla her gelenle ilgilenen Bülent vardı, hiç nutumam. Şimdi ne oldu kimbilir. Bir keresinde ama tuhaf bir şey yaşadım Alkazar'da. 97 yılıydı galiba, Things To Do In Denver When You're Dead diye bir film izlemeye gitmiştim, bir arkadaşımla. Filmin sonlarına doğru, yine bir sinema salonunda geçen bir sahne vardı. İntikam peşindeki bir adam sinema salonunun projeksiyonistini öldürmek üzere salona geliyordu. Projeksiyon odasında adama saldrıryor ve adam projeksiyon makinasının üzerine devriliyordu. Tam bu anda, Alkazar sinemasının ( sanıyorum 1. salonuydu ) projeksiyon odasından garip bir ses yükseldi. Film biranda durdu ve ve ben arkama dönüp baktığımda projeksiyon odasından dumanlar yükseldiğini gördüm. Sanki izlediğimiz filmde oynayan sahne, oturduğumuz salonda devam ediyordu. Hızla terk ettik salonu, dışarı çıktık. Salon yanmadı neyse ki, çabuk söndürüldü alevler ama seans iptal oldu haliyle. Sonra başka bir salonda ( As Sineması'nda yanlış hatırlamıyorsam ) bitirdim filmi hatta. Ama hiç unutmadım o tuhaf olayı. Alkazar Sineması kapanır, sonra kimbilir ne olur? Ama benim zihnimde hep filmi gerçeğe dönüştüren salondur, sonsuza dek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder