28.07.2009

Hafıza 2: Jaws



1975 yılında tam da bu hafta ( 25 Temmuz ) gösterime çıkan Jaws hafıza serimizin 2. filmi oldu. 70'li yılların genç aslanlarından biri ( Peter Biskind'den çaldım tabiri ) olarak Hollywood'un stüdyo sistemini teslim alan bir grup genç sinemacı arasında Steven Spielberg diye tıfıl bir oğlan da vardı. Tıfıllığı sadece yaşından değil ( Jaws'u çektiğinde 30'una bile gelmemişti ) "geeky" tipinden de geliyordu biraz. 70'lerin başlarında hiç de fena sayılmayacak iki film çekmişti. İlki televizyon için çektiği Duel ( otoyol kabusu ) ve Goldie Hawn'un unutulmaz bir performans sergilediği The Sugarland Express. Her ikisi de yol filmi olarak nitelenebilir kanımca. Ama Spielberg asıl ününü Peter Benchley'in romanından uyarladığı ve tek cümleyle özetlenebilecek denli ( "Dev bir köpekbalığı bir sahil kasabasında dehşet yaratır" desek yeter herhalde ) basit bir konuya sahip Jaws'a borçlu. Film, kimilerine göre sinemanın canına okuyan, "blockbuster" hadisesinin miladı olarak kabul edilir. Bir kere zamanın temayüllerinin aksine aynı anda Amerika'nın her yerinde gösterime çıkan ilk film olmuştu. Jaws'a kadar filmler önce belli başlı kentlerde vizyona çıkar, tutarsa dağıtım ağı genişlerdi. Spielberg'in köpekbalığı o kadar başarılı oldu ki, onun ardından gelen ve gişe yapacağı düşünülen tüm filmler geniş çaplı vizyon görmeye başladı. Hatta bu vizyon Amerika'yı da aşıp, dünyaya yayıldı. Jaws'un ( ki B movie tarzı bir korku filmidir aslen ) ustaişi bir film olduğu su götürmez. Yine de söylenenlere katılıyorum, yani tam da The Godfather, Taxi Driver, The Last Detail, McCabe & Mrs. Miller gibi neredeyse Hollywood içi bir auteur hareketinin ivme kazandığı dönemde sinemaya bir darbe vurmuş ve tüm eğilimleri yine büyük stüdyo filmlerine yönlendirmiştir. Spielberg için "çok iyi bir second unit yönetmenidir" dendiğini unutmayalım. Sonra kendisini fersah fersah aştı gerçi. Başrolünü mekanik bir köpekbalığının oynadığı Jaws başrolündeki üç R'ye de ( Roy Scheider, Richard Dreyfuss ve Robert Shaw ) çok şey borçlu bence. Özellikle Robert Shaw'un neden köpekbalıklarından nefret ettiğini anlattığı monologu ( bir nevi Kaptan Ahab - Moby Dick hadisesi ) müthiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder