Dikkat!! Bu yazı daha önce ntvmsnbc'de yayınlanmıştır.
Böyle anlar vardır: durup nerede olduğunuzu hatırlamaya
çalıştığınız. Ben de onlardan birini yaşıyorum şimdi karşımda halay çeken gruba
bakarken.Türkler ve Almanlardan oluşan kadınlı erkekli bir grup Fransa’nın
Cannes şehrinde, hem de dünyanın en önemli film festivali sürerken coşkulu bir
halaya kalkışmış ve ben gördüğüm manzarayı nasıl yorumlayacağım konusunda fena
halde kararsızım. Elimdeki içkiden bir yudum daha alıp konuyu daha fazla
uzatmamaya karar veriyor ve “en iyisi artık gidip yatmak” diye düşünerek
kendimce bir çözüme ulaşıyorum.
Partinin müzikleri Adam Bousdoukos'a emanet |
Ama biz isterseniz başa dönelim. Bir önceki gece yine aynı
sahilde bu geceki gruba göre daha az kişinin katıldığı partinin ardından bu kez
Türk ve Alman standlarının ortaklaşa düzenlediği bir parti için erken
saatlerden itibaren yoğun bir trafik başlıyor. Partinin evsahipliğini aslında
Alman standı yaptığı için biz Türkler davetiye bulmakta zorlanıyoruz. Elbette
sevgili Ahmet Boyacıoğlu NTV ekibinin davetiyelerini çoktan rezerve etmiş durumda
ama etrafta o kadar çok talip ve bu yıl Cannes’da o kadar az parti var ki
davetiyeler kapanın elinde kalıyor. Erken saatte davetiyelerimizi cebimize
attığımı için içimiz rahat bir şekilde akşam yemeğine gidiyor ve saat 22.00
civarı kendimizi Uluslararası Köy’e atıyoruz.Fatih Akın henüz gelmemiş. DJ
standındaysa tanıdık bir sima çarpıyor gözüme: Soul Kitchen’ın sempatik başrol
oyuncusu Adam Bousdoukos.Zaten partidekiler de farkında onun varlığının ve
arada bir yanına gidip fotoğraf çektiriyor bazıları.
Ahmet Boyacıoğlu, Fatih Akın ve Kültür Bkn. Müşavir Yrd. Faruk Şahin |
Yanyana konumlanmış Türk ve Alman standlarının ortak sahili
kısa sürede bir hayli doluyor ve “Fatih Akın nerede?” sorusu daha sık
işitilmeye başlıyor. Bir ara Alman standının içine kafamı uzatıyor ve ünlü
yönetmenin gelmiş olduğunu görüyorum. Hemen etrafımdakilere yayıyorum bu haberi
ve ortalık hareketleniyor. Alman televizyonundan genç bir kadın onunla röportaj
yapmaya başlıyor ve ortaya bir anda bir sürü kamera ve çok daha fazla fotoğraf
makinesi çıkıyor. Parti tam anlamıyla başladı artık.
Etrafıma bakıp kimler gelmiş anlamaya çalışıyorum. Ortam
daha kalabalık, alan daha geniş olduğu için işim kolay değil. Etrafta bir süre
teftiş yapınca bir önceki geceye de katılan Zeynep ve Selim Atakan çifti, Özgü
Namal, Gülçin Santırcıoğlu, Azize Tan, Vecdi Sayar gibi simaların yanısıra
vaktinin büyük kısmını film izleyerek geçiren Atilla Dorsay’ın da burada
olduğunu görüyorum. Nuri Bilge ceylan’ın ise odasında kalıp çalışmayı tercih
ettiğini öğreniyoruz. Bu geceki partinin ağırlığı ise şarkı değil dans. Adam’ınçaldığı parçalar 90’ların dans müziklerinden tutun da
Michael Jackson klasiklerine; rock’n roll’un ilk dönemlerinden balkan
ezgilerine kadar geniş bir yelpazede seyrediyor ve insanlar büyük bir keyifle
dans ediyor. Bir ara etrafa bakınırken Fatih Akın’ın ortadan kaybolduğunu fark
edip araştırmaya koyuluyorum ve ünlü yönetmeni kumsalın denizle birleştiği
bölgede Çamburnu sakinleriyle sohbet ederken buluyorum. Karadeniz’deki çay
sorununu ve Çaykur’un durumunu konuşuyorlar bu sefer de.
Yekta Kopan ve Zeynep Atakan partide eğlenirken |
Dans pistine döndüğümde yol arkadaşım Yekta Kopan’ın
gerçekten koptuğunu ve mahir figürleriyle herkesi coşturduğunu görüp ona ayak
uydurmaya çalışıyorum. Gündüz kendini gösteren yağmurun ardından hava son
derece yumuşak,nemsiz ve ne kadar dans edersek edelim terlemiyoruz. Bir süre sonra
ortam halaya dönünce kenara çekilip meydanı halay üstatlarına bırakıyoruz ve
Türk standının gözbebeği Mukaddes hanımın liderliğindeki grubu izliyoruz.
“Halay enternasyonal” diye geçiriyorum içimden. Sinemanın ve müziğin insanları
birleştirici gücü böyle bir şey işte.
Ertesi sabah: Türk standında hava sakin ama esen rüzgar
yüzünden deniz bir hayli dalgalı Cannes’da. Sabah 08.30’da azimli bir şekilde
sinemaya giden Nuri Bilge Ceylan ve Selim Atakan’ı görüyoruz. John Hillcoat’un
Lawless adlı filmini izlemişler ve hiç beğenmemişler. Öte yandan Altın Palmiye
sahibi Cristian Mungiu’nun Beyond The Hills filminin çok iyi olduğu duyumlarını
almış Ceylan ve muhakkak görülmesi gerektiğini düşünüyor. Eh, Cannes’ın
gediklisi Nuri Bilge Ceylan böyle söylüyorsa, bir bildiği vardır elbette.
Harika bir yazi! Ceylan'dan gelen yorumlar da cok rastlayabilecegimiz seyler degil. Cannes'dan gelen yorumlar ve kareleriniz icin tesekkurler!
YanıtlaSil