30.07.2013

Stanley Kubrick'in en sevdiği 10 film


Aşağıda göreceğiniz liste mütevaffa Stanley Kubrick'in 85. yaşgünü ( 26 Temmuz ) sebebiyle İngiliz Film Enstitüsü BFI'ın internet listesinde yayınlandı. Bilindiği kadarıyla bu liste Kubrick'in bu konuda yaptığı ilk ve son liste. Öte yandan bu listenin üzerinden geçen 36 yıl boyunca Kubrick tahminen yüzlerce, belki de binlerce film daha gördü ve fikirleri de değişti. Bilemiyoruz. Elimizde sadece alttaki liste var.

1. I Vetelloni - Feredric Fellini ( 1953 )
2. Wild Strawberries - Ingmar Bergman - ( 1957 )
3. Citizen Kane - Orson Welles ( 1941 )
4. The Treasure of the Sierra Madre - John Huston ( 1948 )
5. City Lights - Charlie Chaplin ( 1931 )
6. Henry V - Laurence Olivier ( 1944 )
7. La Notte - Michelangelo Antonioni ( 1961 )
8. The Bank Dick - W.C. Fields ( 1940 )
9. Roxie Hart - William Wellman ( 1942 ) 
10. Hell's Angels - Howard Hughes ( 1930 )

Meraklısı listeyle ilgili ayrıntılı bir değerlendirmeyi BFI'ın sitesinden okuyabilir.



Spike Lee'den izlenmesi gereken filmler listesi



Amerikalı bağımsız sinemacı Spike Lee yukarıdaki videoda sinemacı olmak isteyen bir kişinin mutlaka izlemesi gereken filmleri sıralıyor. Tabii ki hepsini tek tek sayamadığı için listeyi bir de yazılı olarak yayınlamış ve yönetmenlerin önadlarını baz alarak alfabetik bir sıralama yapmış. Martin Scorsese için örneğin  "en, en, en has adamım" diyor ve 2 filmini sıralıyor. Kurosawa, Hitchcock, Fellini, Huston ve Kubrick 3'er filmle Spike Lee'nin listesine girerken örneğin John Ford ya da Frank Capra gibi isimlerin yer almadığını görüyoruz. Zaten Spike Lee de bunun sübjektif bir liste olduğunu saklamıyor ve herkese "sizin de önerileriniz varsa listeye ekleyin" çağrısını yapıyor. Önce listeye bir bakalım isterseniz ve neleri ekleyebiliriz sonra düşünelim.


Öncelikle görüldüğü üzere Spike Lee'nin listesi 1940'lardan geriye gitmiyor. yani sessiz sinemayı tümden yok sayıyor ve bazı çok önemli yaratıcıları dışlıyor. Melies, Eisenstein, Chaplin gibi sinemacılar yok listede! Welles ise sadece tek bir filmle girebilmiş. Bana kalırsa Potemkin Zırhlısı, Yurttaş Kane, Metropolis gibi filmlelr olmadan bu liste eksik sayılır. Yukarıda saydığım yönetmenlere ek olarak Ozu, Keaton, Murnau, Renoir gibi isimler de yer alsa iyi olurdu doğrusu. Genel olarak baktığımızda kara film geleneğini önemseyen, ve çağdaş sinemada da o gelenekten beslenen ve suç filmleri sınıfına sokabileceğimiz örnekleri öne çıkaran bir liste Lee'ninki. Öte yandan devrimci (her iki anlamda da ) sinemayı da boş geçmemiş ve Godard'ın Serseri Aşıkları ile Pontocorvo'nun Cezayir Savaşı başta olmak üzere birçok filmi de listesine almış. Yine de daha yenilerden Herzog, Greenaway, Lynch gibi isimleri de ben olsam eklerdim. Sizin de önerileriniz olursa eklemeyi unutmayın lütfen.

26.07.2013

Günün trailer'ı: Gravity



Peşinen söyleyeyim, klostrofobisi ya da vertigosu olanlar izlemesin. Yukarıda Alfonso Cuaron'un yeni filmi Gravity'nin 3 trailer'ı birleştirilerek yapılmış uzun bir trailer var ve izlerken anlıyorsunuz ki, tek başına uzayda savrulup gitmekle canlı canlı mezara kapatılmak arasında pek bir fark yok. Başrollerini George Clonney ve Sandra Bullock'un paylaştığı film 18 Ekim'de vizyonda.

24.07.2013

Soderbergh'den ani U dönüşü


Aslında hiç şaşırtıcı değil, zira Steven Soderbergh yıllardır "film çekmeyi bıraktım, bırakıyorum, bırakacağım" diyor ama sonra "son bir iş daha" diyerek geri dönüyordu. Yine aynı şey oldu anlayacağınız ve ünlü yönetmen 10 bölümlük bir TV dizisi için yapımcı ve yönetmen olarak imzayı attı. Başrolünü Clive Owen'ın üstleneceği The Knick adlı dizi 1900'lü yılların New York'unda, bir hastanede geçiyor. Şimdilik başka bir detay yok, oldukça iletirim, merak buyurmayınız.

Pasolini'nin hayatı film oluyor


Bu haberi, tatilde olduğum için herhalde, kaçırmışım, kusura bakılmasın. İtalyan sinemasının en özgün yaratıcılarından Pier Paolo Pasolini'nin hayatı beyazperdeye aktarılacak ve filmi de bağımsız sinemanın nevi şahsına münhasır isimlerinden Abel Ferrara yönetecek. Bilenler bilir, Ferrara bu proje için yıllardır finansman arıyordu ve anlaşılan nihayet idolünü beyazperdeye aktarmasına yetecek kadar para bulabilmiş. Pasolini'yi filmde canlandıracak oyuncuysa Willem Dafoe. Biraz daha detaylandırmak gerekirse, Ferrara çekeceği filmde Pasolini'nin hayatının son günlerini anlatacak, tüm hayatını değil. Şu sıralar Dominique Strauss-Kahn seks skandalıını konu edinen Welcome To New York adlı filmi bitirmekle meşgul olan Ferrara çok yakında Pasolini filmi için yeniden kamera arkasına geçecek. İflah olmaz bir provokatörü yine onun kadar gözü kara bir provokatörün anlatacak olması merakımızı depreştirmiyor değil doğrusu.

23.07.2013

Günün afişi


Yukarıda Joshua Oppenheimer'ın geçen Şubat ayında !f'de gösterilen müthiş filmi The Act Of Killing için Jay Shaw tarafından yapılan bir afişini görüyorsunuz. Son derece çarpıcı bir belgesel olan filmle ilgili Oppenheimer ile bir de röportaj yapmıştım, okuyanlarınız olmuştur. Kaçıranlar için buraya bakmalarını tavsiye edebilirim.

Dennis Farina 1944 - 2013


Daha çok gangster ve polis rolleriyle beyazperdede boy gösteren usta karakter oyuncusu Dennis Farina 69 yaşında hayata veda etti. Oyunculuğa başlamadan önce Chicago'da polis olarak çalışan Farina 1980'li yıllardan itibaren birçok filmde rol aldı. Sert mizaçlı roller oynasa da akıllara kazınan gülümsemesiyle dikkat çeken usta oyuncuyu unutulmaz filmlerinden bazı sahneleriyle anmak istedim. İlki Get Shorty'den elbette, "I'm Ray Barboni from Miami" sahnesi. Hemen altında da Guy Ritchie'nin filmi Snatch'den "Look In The Dog" sahnesi var. En alttaysa Farina'nın kariyerinin en parlak rollerinden biri olan Jimmy Serano'yu canlandırdığı Midnight Run filminden hazırlanmış bir kolaj var.





X-Men için yeni afişler gelmiştir


X-Men serisinin yeni halkası Days of Future Past 2014'ün Mayıs ayında vizyona girecek ama şimdiden tanıtım çalışmaları yapılıyor. Comic-Con'da ziyaretçilere bir parmak bal sunmaya karar veren yapımcılar filmin karakter afişlerinden ikisini görücüye çıkardılar. Professor X ve Magneto'nun genç ve yaşlı hallerini aynı anda gösteren afişlerde Patrick Stewart / James McAvoy ve Ian McKellen / Michael Fassbender çiftlerini görüyoruz. Bu arada yine Comic-Con tanıtımları sırasında "Burada eşcinsel evlilik serbest nihayet, ben de bir koca arıyorum" diyen ve hemen arkasından Fasbbender'e seslenerek ( "Seninle tanıştığıma çok sevindim Michael" ) onun da utanmasına sebebiyet veren Ian McKellen'ın yılın en konuşulan isimlerinden biri olduğunu da hatırlatayım.


Superman ve Batman aynı filmde!


Bağzılarının hayali gerçek oluyor galiba :) Şaka bir yana, Zack Snyder'ın bir sonraki Superman filminde Batman'in de yer alacağını açıklaması halen devam eden ComicCon'un en bomba haberlerinden biri. ComicCon'da hayranlarının karşısına çıkan ve filmine verdikleri destek için onlara teşekkür eden Snyder bir sürprizi olduğunu söyleyerek sözü yanındaki Harry Lenix'e ( Man of Steel'de General Swanwick rolündeydi kendisi ) verdi ve herkesten onun okuyacaklarına kulak vermelerini istedi. Lennix şunu okudu: "Hatırlamanı istiyorum Clark. Gelecek yıllarda, yalnız kaldığın her an boğazındaki elimi hatırlamanı istiyorum. Seni yenen tek kişiyi hatırlamanı istiyorum." Bu bölüm Frank Miller'ın ünlü The Dark Knight Returns adlı macerasındandı ve o an salonda bulunanlar bir anda delirdi. Tabii tüm bunları Empire'ın yalancısı olarak aktarıyorum size. Öte yandan daha sonra resmi bir açıklama yayınlayan Warner Bros. "gelmiş geçmiş en büyük iki süper kahramanın ilk kez aynı filmde yer alacağını" doğruladı ve filmin tahmini vizyon tarihini 2015 yazı olarak açıkladı.

Klasik Sahne: The Insider



Gezi Direnişi sürecinde medyanın hali üzerine çok şey söylendi, tartışıldı. Özellikle haber kanallarının sağıra yatmaları fena halde eleştirildi haklı olarak. Bu da aklıma Michael Mann'ın nefis filmi The Insider'ı ve özellikle de yukarıdaki sahneyi getirdi. Kanalın çıkarları uğruna bir haberi sansürlemeye kalkan yöneticilere karşı programın prodüktörü Al Pacino'nun verdiği savaşı anlatan sahne gerçekten de filmin en unutulmaz sahnelerinden biridir ve bence klasiktir. Bir kez daha hatırlamakta ve medyanın ne olduğu üzerine düşünmekte yarar var.

10.07.2013

Godfather için oyuncu seçimleri


Yukarıdaki belge birkaç gündür internette dolaşıyor, belki çoktan görmüşsünüzdür. Godfether için yönetmen Coppola'nın kendi el yazısıyla notlar alarak oluşturduğu bir cast çalışması. Gördüğünüz gibi hemen her rol için birçok alternatif isim düşünmüş Coppola, biraz da yapımcıların baskısıyla. Don Corleone rolü için baştan beri Marlon Brando'yu istediğini biliyoruz ama altına bir de Laurence Olivier'yi eklemeyi ihmal etmemiş, ne olur ne olmaz. Hatta başka isimler de düşünmüş ama bahsetmeye bile değmez artık. Keza Michael ve Sonny rolleri için de o sıralar Hollywood'da yaşı tutan kim varsa listeye almış gibi. Godfather DVD setine ( ya da artık Blu-ray muhtemelen ) haiz olanlar zaten bu oyuncu seçimi sürecini gayet iyi biliyordur ama bu belge de güzel bir "extra" olarak bulunsun derim.

9.07.2013

Günün afişi


Spike Lee'nin Park Chan-wook'un filminden cover-ladığı Oldboy'u yakın bir tarihte izleyeceğiz ve eskisine rahmet okutup okutmayacağını öğreneceğiz. Filmin yeni afişi yukarıda görüşlerinize sunulmuştur. İlginç bir afiş olduğunu itiraf etmek gerek sanırım. Öte yandan ekseri "A Spike Lee Joint" şeklinde beliren ibarenin "A Spike Lee Film" ( biraz küçük ama inanın bana dediğim gibi ) olarak güncellendiğini görmek de bir başka ilginç nokta sanki. Aşağıda bir önceki afişi görebilirsiniz.

8.07.2013

Günün trailer'ı: Snowpiercer



Güney Koreli sinemacı Bonh Joon-ho'nun ingilizce çektiği ilk film Snowpiercer yakında vizyona çıkacak. Chris Evans, Alison Pill, Jamie Bell, Octavia Spencer, John Hurt, Ed Harris ve Tilda Swinton gibi isimlerin rol  aldığı filmin oyuncu kadrosu bir hayli sağlam gördüğünüz gibi. Bu isimlere bir de Güney Kore'nin en önemli sinema yıldızlarından Song Kang-ho'yu ekleyin. Snowpiercer yılın en iyi aksiyonlarından biri olmaya aday gibi görünüyor.