3.05.2010

Günün Filmi: The Sniper


Bir süredir boşlamıştım "noir" klasiklerini, kusura bakmayın! Pazar günü izlediğim The Sniper'dan bahsetmek niyetindeyim bugün. 1952 tarihli, siyah beyaz film usta yönetmen Edward Dmytryk'in imzasını taşıyor. Yapımcılığını ise Stanley Kramer üstlenmiş, ki kendisi önemli bir yönetmendi de aynı zamanda. Noir filmlerin en favori kentlerinden San Fransisco'da geçen film kadınlara karşı derin bir nefret besleyen keskin bir nişancının işlediği cinayetleri konu ediniyor. Kendindeki ciddi psikolojik rahatsızlığın farkında olan Eddie Miller çok mücadele etse de cinayet işlemekten geri duramaz ve kentin çatılarından ölüm saçmaya başlar.


Diğer yanda da polis detektifi Teğmen Kafka ( adına bayıldım elbette ) ve ekibi kimliğini bile bilmedikleri bu katili yakalamak için seferber olmuşlardır. Filmin siyah beyaz olduğunu söylemem bile gerek yok herhalde. Dmytryk'in büyük bir maharetle çektiği ( Miller'ın elini yaktığı sahne olsun, sonlara doğru kuleye tırmanan bir adamın onu gördüğü sahne olsun, Dmytryk'in ustalığı her yerde kendini belli ediyor ) The Sniper onun aynı zamanda "kara liste" yüzünden İngiltere'ye gidip döndükten sonra çektiği ilk film olmuş. Kafka rolünü üstlenen Adolphe Menjou'nun dönemin en ünlü kızıl düşmanlarından biri oluşu ise kaderin tuhaf bir cilvesi olsa gerek. Filmin özellikle San Fransisco sokaklarında çekilmiş sahneleri az bulunur güzellikte. Ayrıca seri cinayet konusunda çekilmiş ilk filmlerden biri olduğunu da belirtmek lazım. Kimi kıısmlarda uzun uzun konuşmalar, açıklamalr var bu yüzden ama hiç sıkmadığını söyleyebilirim. Arthur Franz'ın oynadığı Eddie Miller'ın kadın nefretinin nereden kaynaklandığının uzun uzun anlatımaması filmie fazladan bir artı paun kazandırıyor. O kadar da psikolojik çözümlemelere ihtiyaç duymaz noir. Annesiyle bir sorunu olduğunu Miller'ın bir lafından anlıyoruz ama çok da merak etmiyoruz devamını. Panayırdaki "kız düşürme" sahnesinde yüzünün aldığı şekli görmek çok daha iyi bana sorarsanız. Uzun lafın kısası, "femme fatale" gibi asli bir unsurdan yoksun olsa da ( onun yerine hemen tüm kadınların, Miller'ın ve biraz da izleyicinin gözünde kötü ya da antipatik olduğu bir film var karşımızda ) dört başı mamur bir noir The Sniper. Adres Amazon.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder