Başlıktakinin şimdilik bir temenni olduğunu söylememe gerek yok herhalde. Bugün ( ya da dün, hatırlamıyorum ) Hıncal Uluç'un köşesine takılanlar Emek'in yıkılmasının doğru olduğuna dair yazıyı okumuş mudur bilemiyorum ama okuyanların kendini çok kötü hissettiğine eminim. Uluç, tuhaf bir aymazlıkla, Emek Sineması'nın da içinde bulunduğu tarihi bloğun temelden yıkılıp yerine yeni birna yapılmasını alenen savunuyor ve bunu Paris'teli Centre Georges Pompidou ile karşılaştırmaya kadar işi vardırıyor. Şunu sormak lazım, Centre Georges-Pompidou hangi tarihi binanın yerine yapılmış, ya da şehrin hangi tarihi bölgesine? Beyoğlu gibi ( ki İstanbul'da ne kadar az kaldı böylesi tarihi dokuya sahip bölgeler ) tarihi önemi bu kadar yüksek bir yerde en yapabileceğiniz tek şey aslına uygun restorasyondur, o kadar. Hadi diyelim ki büyük bir deprem oldu, bina yıkıldı ( o kadar büyük ve sağlam yapılar yıkılmaz ya, hadi diyelim ), o zaman da dünyanın en önemli mimarı kimse, Zaha Hadid mi olur, Gehry mi olur artık, onu getirtir olağanüstü bir mimari yapı çıkarırsınız ortaya. Beyoğlu Belediye Başkanı'nın fotobloklarla gösterdiği illüstrasyonlardaki görgüsüz yapıyı inşa edemezsiniz. Kaldı ki, Emek ve binanın geri kalanı ( Yeni Rüya ve İnci Pastanesi de var burada ) restorasyonla kurtulacak durumda, geri dönüşsüz bir çürüme yok. Herneyse, dün Beyoğlu'nda geniş katılımlı, bol şamatalı, yüksek volümlü bir yürüyüş vardı. Biz de oaradaydık. İşte size birkaç fotoğraf.
bu temenni dilerim gerçek olacak...
YanıtlaSilUluç'un densizliğini bilen biliyordur umarım, çok beğeniyorsa Paris'te savunsun gün geçtikçe yok olan tarihi. Umarım bu saçmalıktan bir an önce vazgeçerler de Emek rahat bir nefes alır..
YanıtlaSil