Altın Küre Ödülleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Altın Küre Ödülleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18.01.2011

Ricky Gervais hadisesi


Altın Küre ödüllerinin ardından çeşitli dedikoduların dönmesi adettendir elbette. Yani medyanın birkaç gün oyalanmasına yetecek kadar malzeme çıkar genellikle, normaldir. Ancak bu yıl dedikodu ve tartışmaların büyük kısmı gecenin sunuculuğunu üstlenen Ricky Gervais etrafında dönüyor. Neymiş efendim, işin bokunu çıkarmış, sınırı aşmış, falan filan. Sanki adamı tanımıyorlar. Gervais yıllardır yaptığı işi yaptı gene ve bu sefer sataştığı insanlar Hollywood yıldızları ve sektörün güçlü isimleri olduğu için tukaka oluverdi bir anda. Bunun Başbakan Erdoğan'ın protestolar karşısında asabileşmesinden ne farkı kaldı şimdi? Mizahta her şey olur bana sorarsanız. Elbette bazı ırkçı ve nefret körükleyici söylemler çok yanlış ama Altın Küre töreni gibi paranın su misali aktığı bir gecede kimsenin Bruce Willis'e Ashton Kutcher'ın babası dendi diye rencide olacağını sanmam doğrusu. Bruce Willis oluyorsa, o da onun sorunu tamamen. Zaten Willis'in rahatsız olduğuna dair bir haber de okumadım ama HPFA Başkanı Philip berk bir tepki göstermiş ve "Gervais'in söylediği bazı şeyler asla kabul edilemez" demiş. Gerçi eklemiş Berk ve "Ama bu Ricky işte" diyerek durumu yumuşatmış. Olaya daha da rahat yaklaşan bir diğer isimse Hugh Hefner olmuş. Twitter'da "Ben dahil herkesle dalga geçildi, harika bir geceydi" yazmış. Tüm bunların ışığında tören sonrası en çok merak edilen konu da Gervais'in sonlara doğru yaklaşık 1 saat süren yok oluşuymuş. Hatta twitter'da Gervais'in kovulduğuna dair inanılmaz bir trafik başlamış. Bu benim de dikkatimi çekti doğrusu ama bir sansüre bağlamamıştım. Kimileri bağlamış anlaşılan, zira Gervais bu konuda açıklama yapmış. "Her şey planladığı gibi gitti ama çok uzun bir boşluk vardı, yapacak bir şey yok" diyerek herhangi bir rahatsızlık ya da sansür olmadığını açıklamış. Ben de bunun üzerine törenin rundown'ına göz attım ( ne de olsa tören bizim kanalda yayınlandı ) ve gerçekten de 1 saatten de fazla bir boşluk olduğunu gördüm. Yani Gervais'in sahnedeki yokluğu önceden planlanmış görünüyor, anlık bir engelleme yok.

17.01.2011

Altın Küreler


Şimdiye kadar tüm kazananları öğrendiniz herhalde. Bunların bazıları zaten banko dediğimiz türden adaylardı. Örneğin Toy Story 3 animasyon dalında rakipsizdi. Hatta başka bir dalda, örneğin "komedi ya da müzikal" dalında da aday olsa belki onu bile kazanabilirdi. Colin Firth de kendi dalının en güçlü adayıydı şüphesiz. The King's Speech ile Oscar'a doğru dörtnala gidiyor kendisi. Bu yıl ödül alan oyuncuların büyük kısmı benim de sevdiğim ve ödül aldıklarına sevindiğim isimlerdi. Natalie Portman örneğin. Black Swan'ı henüz izlemesem de, rakiplerini de göz önüne alarak, kazanmasına şeşırmadım ve sevindim. Yine de Jennifer Lawrence kazansa daha çok sevinirdim herhalde. Zira hem Winter's Bone çok güzel bir film, hem de benim yeni keşfettiğim genç oyuncu Jennifer Lawrence filmde gerçekten çok iyiydi. Tabii şunu da belirteyim hemen, bence The Social Network bütün ödülleri toplayacak kadar güçlü bir film değil. Tamam Aaron Sorkin'in senaryosu gayet sağlam, tamam Fincher da eli yüzü düzgün bir film çekmiş ve hatta oyuncular da çok iyi ama toplamda ortaya çıkan iş bence hala Winter's Bone'un altında.


Televizyon kategorisindeyse Carlos'un ödül alması bence çok yerindeydi ve çok sevindim doğrusu. Bence başroldeki Edgar Ramirez de ödül alabilirdi ama Al Pacino mevzu bahis olunca iş değişiyor biraz. Saf bir Pacino hayranı olarak beni çok da şaşırtmadı bu ödül. Boardwalk Empire'ın ve Steve Buscemi'nin ödül almaları ise ayrıca sevindiriciydi. Dizi gerçekten çok başarılı ve Buscemi de şüphesiz televizyonda boy gösteren aktörlerin en iyilerinden. Her ne kadar deli bir Modern family tutkunu olsam da Glee'nin ödül almasına da üzülmedim. Müzikal candır. Jim Parsons'a ise ayrıca çok sevindim, çok iyi bir oyuncu zira. Bu saydıklarım dışında çok da önemli gördüğüm bir hadise olmadı törende, bilmem kaçırdığım bir şey var mı?

18.01.2010

Mad Men bir kez daha Altın Küre'ye uzandı



Bu da galiba bir Altın Küre klasiği oldu. Mad Men üçüncü yılında da yine Altın Küre'yi alarak yoluna sağlam adımlarla devam ediyor. Rakipleri arasındaki Dexter ve True Blood'ı ben daha çok seviyorum ama bu Mad Men'in çok iyi bir dizi olduğu gerçeğini gölgelemiyor elbette. Öte yandan Michael C. Hall ( Dexter'in ta kendisi ) En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alarak beni ziyadesiyle mutlu etti. Keza John Lithgow'un ( Dexter'in son sezondaki kötü adamı ) En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü alması da üstüne kaymak oldu. En İyi Kadın Oyuncu dalında Juliana Margulies'in ödül alması ise tam bir sürprizdi bence. The Good Wife yeni sezonun fena sayılmayacak dizilerinden ve Margulies de gayet başarılı bir oyunculuk sergiliyor ama Glenn Close, January Jones, Anna Paquin ve Kyra Sedgwick'in olduğu listede bana son tercih Margulies olurmuş gibi geliyor doğrusu. Komedi ya da Müzikal kategorisinde ise ilk kez bir müzikal galip geldi ve ödülü Glee aldı. Alec Baldwin bu kategoride bir kez daha En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alırken ( bu üçüncü oldu ); En İyi Kadın Oyuncu ödülünü Toni Collette aldı ( United States of Tara ile ).

Altın Küre Avatar'ın oldu


Ne yalan söyleyeyim, James Cameron'dan ziyade eski eşi Kathryn Bigelow'un geceyi zaferle kapamasını umuyordum ( ki Cameron da ödül alırken aynı şeyi söyledi ) ama Yabancı Basın Birliği de her ne hikmetse sektörün ağır babaları gibi hareket etti ve ödülü Avatar'a verdi. Oscar'ın da Avatar'a gideceğini tahmin hiç zor değil artık. Hollywood'dakiler sever böyle yüksek gişe getiren yenilikleri. Bir tek ben sevmiyorum galiba. En İyi Film ve En İyi Yönetmen dallerında zafere ulaşan Avatar'ın yanı sıra komedi dalında En İyi Film seçilen The Hangover'ı da çok takdir etmediğimi söylemeliyim. Bu kategorideki adaylar genel olarak çok parlak değil ama hiç değilse (500) Days of Summer alsaymış ödülü, The Hangover'da gerçekten iş yok. Oyuncu ödüllerine gelince: Drama dalında En İyi Erkek Oyuncu Jeff Bridges ( Crazy Heart ile Oscar'a da çok yakın ), En İyi Kadın Oyuncu Sandra Bullock ( The Blind Side'ı izledim ve bence de iyi oynamış ama ödül alması yine de şaşırttı ). Komedi ve Müzikal dalındaysa En İyi Erkek Oyuncu Robert Downey Jr. ( Sherlock Holmes rolünde hiç fena değildi ama ödüllük mü, orası tartışılır ), En İyi Kadın Oyuncu Meryl Streep ( tartışmıyorum bile, ne diyeyim ki ). Christopher Waltz bir kez daha Inglorious Baterds'daki en iyi şey olduğunu kanıtladı ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü kaptı. En İyi Yardımcı Kadın Oyuncuysa Precious'dan Mo'Nique oldu.