13.06.2011

Hollywood sandık başında

Günlerdir, hatta haftalardır seçimlerle yatıp seçimlerle kalkıyorduk. Nihayet oylar verildi, sayıldı ve rahatladık. Benim de aklıma seçim konulu filmler geldi. İzlediklerim içinde aklımda kalanları bir alt alta yazıp, sizlerle paylaşayım istedim.

The Candidate ( 1972 )

Yönetmenliğini Michael Ritchie'nin üstlendiği The Candidate, seçim denince akla gelen ilk filmlerden biri olsa gerek. ABD demokrasisini hemen hemen tüm yönleriyle gözler önüne seren film 70'li yılların o yenilikçi havasından nasibini almış, izleyenin kolay kolay unutamayacağı bir film. Politik bir danışmanın Cumhuriyetçi California senatörünü alaşğı ederek yerine Demokrat bir adayı yerleştirme planları, politikayla hiç ilgisi bulunmayan, ama dış görünüşüyle herkesin empati kurabileceği, yakışıklı, sarışın, eli yüzü düzgün bir aile babası olan Bill McKay ile kesişince ortaya dört başı mamur bir politik yarış çıkar. Bir adayın sıfırdan nasıl var edileceğini anlatan film, seçim zaferi sonrası kendini en yakın danışmanlarıyla küçücük bir odaya sıkışmış bulan McKay'in unutulmaz sorusuyla sonlanacaktır: "Şimdi ne olacak?". Başrollerini Robert Redford, Peter Boyle ve Melvyn Douglas'ın paylaştığı film En İyi Senaryo ( Jeremy Larner ) dalında Oscar kazanmıştı.


Primary Colors ( 1998 )

Clinton sonrası dönemde çekilen Primary Colors, The Candidate'a göre biraz daha içeriden bir bakış açısı sunuyor. Bu kez güneyli bir valinin Başkanlık yarışına girişini ve adım adım yükselişini izliyoruz. Eski ABD Başkanı Bill Clinton'ın hayatından esinlenen filmde seks skandallarından, politik şantajlara kadar artık herkesin medyadan takip olayların hepsi yer alıyor. Başroldeki isimse John Travolta. The Candidate kadar unutulmaz değil belki ama izlemeye değer bir film. Kamera arkasında Mike Nichols, önündeyse Emma Thompson, Billy Bob Thornton, Kathy Bates, Maura Tierney ve Larry Hagman var. Kadro sağlam yani.

Wag The Dog ( 1997 )

Hollywood'un en önemli aktörlerinden ikisini, Robert De Niro ve Dustin Hoffman'ı buluşturan Wag The Dog bir kara komedi. Seçimlere çok az bir süre kala mavcut ABD Bakanı'nın bir seks skandalı önlemek üzere kolları sıvayan bir Hollywood yapımcısı, uzak bir kıtada uydurma bir savaş başlatır ve gündemi bir anda değiştirir. Artık herkes Başkan'ın skandalı yerine aslında olmayan bir savaşı konuşmaya başlar. American Hero adlı bir omandan hareketle çekilen filmin senaryosunda daha çok oyunlarıyla sevdiğim David Mamet'in imzası var. Yönetmen Barry Levinson, diğer oyuncularsa Anne Heche, Kİrsten Dunst, Denis Leary ve Willie Nelson.

Election ( 1999 )

Election doğrudan politikayla değil ama ABD'deki demokrasi geleneğiyle ilgili bir film. Sideways'in yönetmeni Alexander Payne'in çektiği film bir lisede öğrenci komitesinin başkanlığına aday olan Tracy Flick adlı genç kızın seçim kampanyasını konu ediniyor. Gerçek bir Başkanlık yarışında görebileceğiniz tüm siyasi manevraların yer aldığı filmde başrolü Oscar ödüllü aktris Reese Witherspoon üstleniyor. Matthew Broderick, Chris Klein ve Jessica Campbell filmin diğer rollerindeki isimler.

Recount ( 2008 )

Bir sinema filmi değil belki ama HBO yapımı bir TV filmi. HBO markasına aşina olanlar bunun birçok sinema filminden daha nitelikli olduğunu tahmin etmiştir eminim. Gerçekten de Recount bugün hala birçoklarının "hileli" olduğuna inandığı 2000 seçimlerini konu ediniyor ve bunu da büyük bir gerilim ve heyecan hissiyle yapıyor. George W Bush'un Al Gore'u tartışmalı bir seçim sonrası, Florida'da tekrar oy sayımlarının yapılışının ardından nasıl az farkla geçtiğini anlatan filmde başrolde Kevin Spacey var. Aslında tüm kadro güçlü oyuncularla dolu ( Tom Wilkinson, Bob Balaban, John Hurt, Laura Dern, Denis Leary ) ve hatta bunlardan Laura Dern Emmy bile kazandı. Ama filmin asıl başarısı tüm Amerikan siyasetini gözler önüne seren senaryosu ve hiç nefes aldırmayan anlatımı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder