18.03.2014

Yeni ve kayda değer ( ev sineması )



Yakın zamanda çıkmış DVD ve Blu-ray'lerden sizin için bazı tavsiyelerim var. Evde sinema keyfi için bir göz atmanızda fayda olabilir.


İlk tavsiyem yılın en iyi filmlerinden biri olduğunu düşündüğüm Muhteşem Güzellik ( La Grande Bellezza ). Keşke Blu-ray formatında da yayınlansaydı dediğim ( ama müştersi çok az olacağından herhalde şirketi zarara sokacaktır ) Muhteşem Güzellik geçtiğimiz sene Cannes Film Festivali'nde ilk kez izleyiciyle buluşmuştu. Açıkçası orada hak ettiği ilgiyi göremedi jüriden ama izleyici ve eleştirmenlerin gözünde bir hayli popülerdi. İzlerken akla Fellini'nin birçok filmini getiren ( La Dolce Vita, 8 ½, Roma, vs ) ve genel olarak İtalyan sinemasının en büyük ustasına bir saygı duruşu olarak nitelendirebileceğim Muhteşem Güzellik her şeyden önce bir yönetmenlik şaheseri. Paolo Sorrentino'nun Il Divo'dan hatırladığımız telaşlı ve bir o kadar da meraklı kamerası bu sefer biraz durulmuş ama bir kez daha Toni Servillo'nun oynadığı baş karaktere daha sempatiyle yaklaştığından olsa gerek izleyiciyi de daha az yoran bir anlatımın yolunu açmış. Uzun uzun anlatmayacağım, Roma gecelerinde unutulmaz bir maceraya tanık olmak için bu filmi mutlaka edinin derim. 21 Mart'tan itibaren satışta.


Yine sadece DVD formatında piyasaya çıkan Yozgat Blues bu hafta size önermek istediğim bir diğer film. İlk filmi Uzak İhtimal'in ardından "acaba ikinci filminde de hedefi vuracak mı?" beklentileri yaratan Mahmut Fazıl Coşkun gönülleri kırmıyor ve bir kez daha izleyiciyi mest ediyor. Elbette milyonların akın akın salonları doldurduğu kolay izlenen filmlerden biri değil Yozgat Blues; ama aynı kitlenin büyük bir bölümünün de izlerken hiç sıkılmayacağı, kendinden bir şeyler bulabileceği ve aklında yeni imgeler, yeni sorular ve yeni fikir kırıntılarıyla başbaşa kalacağı bir film. Son 15 yıldır yeni bir Türkiye sinemasının varlığından haberdar olan ve bu sinemayı yakından takip eden izleyiciler içinse Mahmut Fazıl'ın ustalığını muştuluyor kanımca. Tabii ki başrollerde incelikli kompozisyonlara imza atan Ercan Kesal, Ayça Damgacı ve Tansu Biçer gibi isimlerin katkılarını da unutmadan. Dikkatli gözlerden kaçmamıştır elbette, ama merak edilmesin unuttuğumdan değil özel bir yer ayırmak istediğimden saymadım, Nadir Sarıbacak filmde müthiş bir yan karakter yaratmış, dikkatlerden kaçmasın.


Hollywood klasiği The Wizard of Oz meraklısı için kapsamlı bir Blu-ray seti olarak piyasaya sürüldü. Aslında piyasada bir çok versiyonu olan bir film ama kimi sinema manyakları ( ki ben de bir ölçüde öyle sayılırım ) çıkan her versiyonu alır ve bunu da Hollywood iyi bilir, sömürür. Yine de, eğer para sıkıntınız yoksa ( 100 TL civarında bir set bu ), içinden envai çeşit kitap, fotoğraf, anı vs çıkan ve 2 diskten oluşan bu seti kaçırmayın derim. Teknoloji yeni bir çağ atlayana dek bu filmin daha iyi versiyonu çıkmayacak çünkü ( tabii sırf beni bozmak için yarın 8 disklik bir versiyon da çıkarabilirler ).


Oscar ödüllerinde 7 dalda zafere ulaşan ( ki bunlardan en önemlisi Alfonso Cuaron'un aldığı En İyi Yönetmen heykelciğiydi ) Yerçekimi ( Gravity ) 2013'ün en çok konuşulan filmlerinden biriydi şüphesiz. En çok konuşulan ve en çok tartışılan. Kimileri hiç tartışmasız yılın en iyi filmleri arasına sokarken, kimileri de "sinema bu mu oldu artık?" noktasında filmi eleştirdi. Gravity'nin teknolojik mükemmelliği gerçekten de insanı büyülüyor, özellikle 3 boyutlu da izliyorsanız. Ama onun ötesinde uzay boşluğunda orada oraya savrulan bireyin evrendeki yalnızlığına dair de bir takım yarı-felsefi önermeler ilginizi çekebilir. İşin bu varoluşsal yanı ne kadar ilginizi çeker bilemem ama hem DVD hem de Blu-ray versiyonunda satışa çıkan filmi izlerken hiç sıkılmayacağınızı ( topu topu 89 dakika ) ve tüm önyargılarınıza rağmen Sandra Bullock'u takdir edeceğinizi söyleyebilirim. Tabii ki Blu-ray versiyonunu almanızı tavsiye ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder