19.02.2014
Şu "Oscar'ın habercisi" meselesi
Öyle ya da böyle yaklaşık 10 yıldır Oscar ödüllerine neredeyse ABD'deki kadar önem verilir oldu memleketimizde. Tabii bu Hollywood'un başarısı mı, bizim kabızlığımız mı bilinmez, ama içinde Oscar kelimesi geçen her haber ekranlarda ya da sayfalarda kendine muhakkak yer buluyor. Hatta öyle ki başka birçok ödül haberi de Oscar'la bir şekilde ilişkilendirilerek öyle sürülüyor piyasaya. Bu ilişkilendirmeler de çoğunlukla "Oscar'ın habercisi sayılan falanca ödüller sahiplerini buldu" klişesiyle geliyor önümüze. Oysa bu pek de doğru değil. Açıklamaya çalışayım. Oscar ödülleri bildiğiniz gibi ABD'deki Film Sanatları ve Bilimleri Akademisi'ne üye olan kişilerin oylarıyla dağıtılıyor. Bu üyelerin sayısı da 5800 - 6000 civarında. Tabii ki benim tüm bu üyeleri bilmem, tanımam mümkün değil ama kısa bir araştırma yaparsanız sizin de ulaşacağınız bilgiler mevcut internette. Akademi'de her üye farklı bir grubun çatısı altında yer alıyor. Yönetmenler, yapımcılar, oyuncular vs gibi. En kalabalık grup oyuncular ( % 22 ). 2012'de 5100 üye üzerinde yapılan bir araştırmaya göre bu üyelerin % 94'ünün beyaz ( caucasian ), % 77'sinin erkek ve % 54'ünün de 60'yaşını geçkin olduğu anlaşılmış. Yani "Akademi muhafazakar" dendiğinde aslında bu istatistik her şeyi anlatıyor zaten. Öte yandan adaylıklarda her dalda o dalın akademiye kayıtlı uzman üyeleri oy veriyor. Yani ses miksajı adayları akademiye üye ses mühendislerinin oylarıyla belirleniyor vs. Gelelim "Oscar'ın habercilerine". Uzunca bir süredir memleketimizde ( ve bazı başka yerlerde tahminen ) Altın Küre ödülleri Oscar'ın habercilerinden biri olarak görülürdü. Gerçekten de iki törende çakışan bir takım ödüllerin çokluğu bu algıyı doğruluyor ve güçlendiriyordu. Oysa birisine Akademi üyeleri oy veriyor, diğerine Yabancı Basın Birliği üyeleri. Üstelik Altın Küreler o kadar çok ödül dağıtıyor ki, çakışma da çoğu zaman kaçınılmaz. Yine de birçok akademi üyesinin özellikle geçmişte Altın Kürelerden etkilendiği güçlü bir ihtimal. Ne var ki geçenlerde dağıtılan BAFTA ödüllerinin bile "Oscar'ın habercisi" olarak görülmesi işi iyice zıvanadan çıkarmak anlamına geliyor bence. Yine belki kimi etkilenmeler mümkündür ama "habercisi" demek saçmalık. Fakat gerçekten bir haberci var aslında. Her yıl ödül sezonunda ABD'de meslek grupları o yılın en iyilerini belirleyen ödüller verirler. Yapımcılar Birliği En İyi Film dalında, Yönetmenler Birliği En İyi Yönetmen dalında, Oyuncular Birliği de En İyi Oyuncu dallarında verdikleri ödüllerle Oscar'a en yakın isabeti yapan gruplardır ve asıl haberci de ( eğer illa bir haberci aranacaksa ) onlardır. Zaten son 10 - 15 yıldır törenin izlenme oranlarının düşük çıkmasının ana sebebi de bu durumdur bana sorarsanız. Meslek grupları o kadar kesin bir şekilde kazananı işaret eder ki tören gecesine heyecan kalmaz. Bu yılki tercihlere bakalım örneğin:
Oyuncular Birliği ( 1995'ten beri )
En İyi Erkek Oyuncu: Matthew McConaughey ( Dallas Buyers Club )
En İyi Kadın Oyuncu: Cate Blanchett ( Blue Jasmine )
En İyi Yard. Erkek: Jared Leto ( Dallas Buyers Club )
En İyi Yard. Kadın: Lupita Nyong'o ( 12 Years A Slave )
Yönetmenler Birliği ( 1948'den beri )
En İyi Yönetmen: Alfonso Cuaron ( Gravity )
Yapımcılar Birliği ( 1989'dan beri )
En İyi Film: 12 Years A Slave & Gravity
Yapımcılar Briliği ve Yönetmenler Birliği ile Oscar ödülleri arasında sadece 7 kez uyumsuzluk olmuş bunca yıldır. Özellikle Yönetmenler Birliği ( en eskisi ) çok sağlam bir barometre. Öte yandan Yapımcıları Birliği de son 6 yıldır hiç şaşmamış. Bu yıl Yapımcılar Birliği'nin tarihinde ilk kez ödülü 2 film arasında paylaştırdığına da dikkat çekelim bu arada. Bir sürpriz olabilir belki ama Oscar'ı 12 Years A Slave ya da Gravity dışında bir film alırsa pek şaşarım.
Uzun lafın kısası, şu "Oscar'ın habercileri" artık sıktı sanki. Meslek birlikleri dığında gerçek bir haberci yok ve olsa da hiçbir anlamı yok. uzun bir süredir gerçek sinema ve gerçek ödüller ( sizin için anlamı varsa ) Hollywood dışında yapılıyor ve Yabancı Film ya da Belgesel dalları dışında Oscar'la da alakaları yok.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder